17 Ekim 2014 Cuma

Okumak; Ayrıcalıklı Bir Davet



İnsan neden yazar? 



 Cevabı muallakta kalabilecek yada derinine indikçe (Bu blogta yazmaya niyetlendiğim halde) beni bile aşabilecek bir soru bu.. 
Genel olarak insanın varolma, başkaları tarafından saygı ve kabul görme ihtiyaçlarına kadar inerek felsefik bir soruna dönüşebilecek bir soru.. Ama ben o kısmı işi bilenlere bırakmak niyetindeyim. 
Özel olarak verebileceğim bir kaç cevap var elbette..
 Dünyaya kitapların penceresinden bakmaya alışkın biriyim belki de; Kitaplardaki karakterler gibi olamayacağımı anlayınca okuyan değil yazan kesimden olmanın bana birşeyler katabileceğini düşünmüş olabilirim. 
 Yazmak düşünceleri kelimelerle ifade etmek başka bir değişle onları soyutluktan çıkarıp somut kelimelere hapsetmek yada bağlamak.. Öyle ki; bir başkası onlara dokunabilsin ve anlayabilsin içimizde olan biteni. Kimi zaman, zihnimizde yolunu kaybetmiş göçmen kuşlar gibi çığlıklar atarak dolaşan düşünceleri yazmak onlara bambaşka bir boyut kazandırıyor. Biz onları unutsak yada hatırlamak istemesek bile bir başkasının dokunduğu düşüncelerimiz artık sadece bize ait olmuyor.

 Gönüllü olarak gönderiyoruz onları. bir yazının altında yazarının ismi olsa ne farkeder zira; o yazı yani harfler ve kelimeler başkasının zihnine ayak basıp orada bambaşka bir şekle dönüşüyor.
Yani bazı yazılar bir başkası için devrim çağrısı niteliğinde.. 

bazıları için hayal malzemesi yahut bir çeşit düş mahzeni.. 

Bazıları unutulmayacak bir öğreti..

bazıları zihni boşaltmak için kullanılan bir süpürge..
bazıları ise hemen unutulacak, gülünüp geçilecek cinsten.. 

Kısacası; yazmak elbette bir ayrıcalık ama okuyarak başkasının zihnindekilere dokunabilmek onları kendi benliğinde yeniden inşa edebilmek daha büyük bir ayrıcalık Benim burada yazma amacım yolcuğuma sizleride ortak etmek düştüğüm ve kalktığım anlarda, Okuduğum ve öğrendiğim anlarda... 

 Sevgili okuyucu; Yazdıklarımdan anlayacağın üzere, ikimizin de ayrıcaklı insanlar olduğumuza inanıyorum. Umarım bu ayrıcalığı yaşamam için bana imkan tanır ve benimle bu yolculuğa çıkarsın. Kimi zaman düş ortağı kimi zaman bir bilgi koleksiyoncusu rollerine bürünerek seninle bu yolda yürürken ikimizin de yeni şeyler öğreneceğinden hiç şüphen olmasın ;) 

 Sevgiler Admin

2 yorum:

  1. Okumanın tarifi ancak bu kadar güzel yapılır. Çok beğendim. Başkalarının zihnindekilere dokunmak veyahut onların bizim zihnimizdekilere dokunabilmeleri sosyal ihtiyaçlarımızdan biri olsa gerek. Ve bize anlaşılmanın verdiği huzuru ve rahatlığı da sunuyor. Yazılarınızın devamını merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Saolun, Teşekkür ederim.. Valla benimde kendimden beklentilerim büyük:) sonraki yazılarda görüşmek üzere..

    YanıtlaSil